20 Haziran 2014 Cuma

Posted by uçan adam Posted on 04:32 | No comments

BÜYÜK YAŞAM

kurt totemi
Chen ayaklarının dibine çöküp çaresiz ve çelimsiz hayvanı okşarken yüreğinin paralandığını hissetti. Kimseye zararı olmayan bu harikulade, cana yakın otoburları kurtarmak için didineceğine, neden giderek doğası öldürmek olan kurtlara yakınlaşıyordu?
Kurtları öcü gibi gösteren masallar dinleyerek büyümüş biri olarak hiç düşünmeden, ‘’Bu ceylanlar zavallı yaratıklar. Kurtlar kötü, masumları öldürüyorlar, hayata değer vermiyorlar. Avlanmayı ve postlarının yüzülmesini hakediyorlar ‘’ dedi.
Yaşlı Bilge’nin yüzündeki ifade bir anda değişti ve Chen söylemek üzere olduğu sözcükleri yuttu. Yaşlı adamın tanrısına ve bozkır halkının totemine saygısızlık etmişti. Fakat sözcükler ağzından çıkmıştı bir kere, yapabileceği bir şey yoktu.

Yaşlı adam gözlerini Chen’e dikti ve öfkeli bir sesle şöyle dedi: ‘’Bu, otlağın yaşam içermediği anlamına mı geliyor? Otlak yaşam değil mi? Burada yaşam otlaktır, büyük yaşam. Gerisi büyük hayatta kalma yaşamına bağlı küçük yaşamdır. Kurtlar ve insanlar bile küçük yaşamdır. Otobur canlılar etobur canlılardan daha kötüdür. Sana göre ceylan acınılacak bir şeydir. O zaman otlak acınılacak bir şey değildir, öyle mi? Ceylanların dört hızlı bacağı var ve kurtlar onları yakalamaya çalışırken çoğu zaman yorgunluktan kan tükürürler. Ceylanlar susadıklarında su içmek için nehre koşarlar, üşüdüklerin ise dağa çıkıp güneşlenmek için sıcak bir yer bulurlar. Ya çim? Çim büyük yaşamdır, fakat yine de son derece kırılgandır, en sefil yaşam biçimidir. Kökleri sığdır, gübresi azdır ve toprakta yaşamakla birlikte, koçup kaçamaz. Herkes üzerine basabilir, yiyebilir, çiğneyebilir, ezebilir. İdrarını yapan bir at çimin üzerinde büyük bir delik açabilir. Çim kumda ya da kayaların çatlaklarında büyürse daha da kısadır, çiçek veremez, bu da tohumlarını saçamaması demektir. Biz Moğollar için acınmayı çimden daha çok hakeden başka bir şey yoktur. Öldürmekten konuşmak istiyorsan, ceylanlar çim biçme makinesinin öldürebileceğinden daha çok çim öldürürler. Ceylanlar otlandıklarında, bu öldürmek sayılmaz mı? Bozkırdan büyük yaşamı çalmak değil mi? Bozkırın büyük yaşamını öldürdüğünde, bütün küçük yaşamlar da ölürler. Ceylanların verdiği zararın yanında kurtların verdiği zararın lafı bile edilmez. Sarı ceylanlar en tehlikelileridirler, çünkü burada yaşayan insanların hayatını bitirebilirler.’’ 
Yaşlı adamın ince sakalı titredi, ayaklarının altında yatan ceylandan bile çok.
Chen Zhen yaşlı adamın konuşmasından çok etkilendi; yüreği sürekli ve acı veren bir savaş tamtamı gibi attı. Bozkır insanları, çiftçilerden sadece savaş taktikleri ve güçlü kişilikleriyle değil, düşünce biçimleriyle de üstündüler. Bu eski mantık etoburlar ile otoburlar arasında binlerce yıldır süregelen şiddetli çatışmanın köküne iniyordu. Yaşlı adam konuşmasını Moğol düzlüğünde durup Kuzey Çin’in ovalarına bakarak yapmıştı sanki; söylediklerine hakim, kurt dişlerini göstererek, güçlü ve yankılı, sivri ve ikna edici.
Tartışma yeteneği gelişkin olan Chen tek kelime bile edememişti. Han tarım kültüründen kaynaklanan dünya görüşünün büyük kısmı bozkır mantığı ve kültürü karşısında un ufak olmuştu. Göçer halk ‘’büyük yaşamı’’ koruyordu; bozkırın ve doğanın varlığını sürdürmesi, insan yaşamının sürmesinden daha değerliydi onlar için. Toprağı işleyenler, öte yandan, ‘’küçük yaşamları’’ koruyorlardı ki en değerlisi insan yaşamıydı.

Kurt Totemi – Jiang Rong (S.46-47)
Çeviri: Avi Pardo
Doğan Kitap, 1. Baskı, Haziran 2013

 'in blogundan alıntıdır.

0 yorum:

Yorum Gönder

  ©   Sağ Tıklama Engeli